Türk devleti 40 insanının katledilmesinden sorumlu olduğu
halde Kobanê direnişine destek verenleri ve saldırıya uğrayanları
suçlamaktadır. Hem suçlu hem güçlü deyiminde olduğu gibi başkalarını suçlayarak
suçunu örtmeye çalışmaktadır. AKP hükümeti 12 yıllık iktidarı boyunca
demokratik gösterilere ve yürüyüşlere saldırarak onlarca insanı katletmiştir.
Ancak bunların bir tekinin bile faili yargılanıp ceza görmemiştir. Bu gerçeklik
AKP hükümetinin toplumu öldürme ve tutuklamayla zapturapt altına alma politikası
izlediğini ortaya koymaktadır.
AKP hükümetinin gösterilere saldırarak onlarca insanı
öldürme pratiği yeni değildir. 2006 yılında halkın gösterileri karşısında
Başbakan Erdoğan “kadın da olsa, çocuk da olsa gereğini yaparız” demiş,
arkasından çoğu çocuk yirmiye yakın Kürt insanı katledilmiştir. Kobanê
direnişine destek eylemleri başlayınca İçişleri Bakanı Efkan Ala “misliyle
karşılık veririz” demiş, arkasından onlarca Kürt; polis, kontra ve faşistler
tarafından katledilmiştir. Yüzlerce Kürt insanı da bu saldırılarda
yaralanmıştır.
Türk devleti bu durumu ortaya çıkaran politikalarını
sorgulayacağına yasalarını daha da faşistleştirerek Kürtler üzerindeki kültürel
soykırımcı sömürgeciliği sürdürmek istemektedir. Kürt sorunu başta olmak üzere
Türkiye'nin sorunlarını demokratik siyasal yollarla çözmek yerine daha fazla
baskı ve tutuklamalarla bu sorunlardan kurtulmayı düşünerek neofaşist yönetim
zihniyetini dışa vurmuştur. Sorunu çözmeyi değil de baskı ve tutuklamalarla
toplumu zapturapt altına alma politikası yüz yıllık devlet politikasının yeni
koşullarda sürdürülmesidir.
Yeni çıkarılacak yasaya başta demokratik siyasal güçler
olmak üzere tüm toplum karşı çıkmalıdır. Terörle mücadele yasasının daha da
baskıcı hale getirilmesine karşı direnişe geçmelidir. Terörle Mücadele
Yasası’nın kaldırılması beklenirken yasanın daha faşist karaktere
büründürülmesi Kürt halkına ve demokrasi güçlerine karşı açılmış bir savaş
olmaktadır. Bu açıdan daha fazla baskı ve tutuklama anlamına gelen bu yasaya
karşı toplumsal siyasal mücadele yükseltilmelidir.
AKP hükümetinin kararıyla Türk devletinin yapacağı
tutuklamalara karşı konulmalıdır. Hiçbir tutuklamaya izin verilmemelidir. Her
tutuklamaya serhıldanla cevap verilmelidir. Hiç bir kimsenin polis ve asker
tarafından göz altına alınmasına izin verilmemelidir. KCK operasyonlarında
gösterilen sessizlik gösterilmemelidir. Bu tutuklamalar Kürt halkını örgütsüz
ve iradesiz bırakmayı hedefleyen siyasal soykırım operasyonlarıdır. Siyasal
soykırım operasyonları bu halkı köleleştirme saldırılarıdır. Bu açıdan her
tutuklamaya karşı direniş gösterilmelidir. Tek bir insan bile evinden,
işyerinden ve sokaktan alınamamalıdır. Her gözaltına alma girişimine karşı
direnilmeli ve bu direniş sadece bir ilçe veya ille sınırlı kalmamalı tüm
Kürdistan ve Türkiye'ye yayılmalıdır.
Halk tutuklamalara karşı koymalı, tutuklanmak istenenler de
güvenli alanlara gitmelidir. KCK operasyonlarında yapılan hatalara
düşülmemelidir. Ne polise ne mahkemeye gidilmelidir. Bu polis ve mahkemeler
Kürt halkının Özgürlük Mücadelesi'ni bastırmak için çalışmaktadır. Polis ve
mahkemelerin hiç kimseyi tutuklamasına izin verilmemesi yanında toplumda
yaşanan tüm sorunlar akil insanlar ve toplumsal adalet sistemiyle çözülmelidir.
Devlet ve hükümet, yeni yasanın Kürtlere karşı bir savaş
açma olduğunu, buna karşı Kürt toplumunun, demokrasi güçlerinin ve Özgürlük
Hareketi'nin direneceğini de bilmelidir.
Türk devletinin iki yıldan sonra ilk defa kapsamlı hava
saldırıları yapması, gerilla üslerine saldırılması da hükümetin son dönemdeki politikalarıyla
ilgili bir durum olarak ortaya çıkmıştır. Genelkurmay ve Hükümetin
açıklamasında olduğu gibi, gerillanın askeri güçlere saldırma ve taciz etme
gibi bir eylemi olmamıştır. Anlaşılıyor ki bu tür gerekçelerle gerillaya
saldırının zemini hazırlanmakta, halka yapılan saldırı ve baskılara kamuoyu
desteği oluşturulmaya çalışılmaktadır. Türk devleti bu yönlü psikolojik savaşı
bırakmalıdır.
Türk devleti şiddetli bir çatışma dönemi açmak istemiyorsa
bu tür yasalar çıkarmaktan vazgeçmeli, derhal Kürt sorununun çözümü için ciddi
adımlar atmalıdır.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı